Karşıyaka'da kime sorarsanız sorun,hiç kimse İzmirliyim demez Karşıyakalıyım der.Nedir bu fark?Hemen hemen tüm Karşıyakalılar bu sorunun cevabının ne olduğunu içinde hisseder de,aradaki farkın ne olduğunu tam ifade edemez.Biz Karşıyakalılar,İzmirliyiz.İzmirli olduğumuzu inkar etmeyiz.35.5 derken hem İzmirli olduğumuzu belirtiyor hem de kendimizi ayrıcalıklı gördüğümüzü anlatıyoruz.
Peki 35.5 olmanın,Karşıyakalı olmanın ayrıcalığı nedir?
Karşıyaka'nın kuruluşu 1912'dir.Levantenler ile yapılan maçlarda bir nevi Türklüğün direnişi olduğu da anlatılır.Renkleri yeşilin İslamı,kırmızının da Türklüğü simgelediği söylenir.
Bana göre birinci fark,Yamanlar suyu...Bir insan kendisini bir yere ait hissetmesinin en önemli nedenlerinden biri o bölgenin havası ve suyudur.Karşıyakalılar,İzmirliler ile aynı havayı solur ama içtiği su Yamanlar Suyudur.Şimdi şişelenip kaynak suyu olarak satılan bu su,bizim çocukluk ve gençlik zamanımızda her gün öğle saatlerinde saat 12.00 ile 13.00 arasında şehir şebekesine verilir ve Karşıyaka'daki tüm evlerin çeşmelerinden akardı.
Önemli bir diğer fark ise şu...Karşıyaka her ne kadar ada olmasa da,İzmir ile ulaşımını hep deniz yoluyla vapurlarla yapılmıştır.Eski yıllarda ulaşımın çok az bir kısmı karadan yapılırdı.Günümüzde araç sayısının artması,yolların değişmesine rağmen halen deniz yolu Karşıyakalıların vazgeçilmez bir tercihidir.Bu nedenle Karşıyakalılar,denizi İzmir'in diğer semtlerine göre çok daha fazla kullanılır.Denizi daha fazla kullanan insanlar ise doğal olarak kendilerini biraz daha farklı görürler.
Karşıyaka'nın kuruluşu 1912'dir.Levantenler ile yapılan maçlarda bir nevi Türklüğün direnişi olduğu da anlatılır.Renkleri yeşilin İslamı,kırmızının da Türklüğü simgelediği söylenir.
Bana göre birinci fark,Yamanlar suyu...Bir insan kendisini bir yere ait hissetmesinin en önemli nedenlerinden biri o bölgenin havası ve suyudur.Karşıyakalılar,İzmirliler ile aynı havayı solur ama içtiği su Yamanlar Suyudur.Şimdi şişelenip kaynak suyu olarak satılan bu su,bizim çocukluk ve gençlik zamanımızda her gün öğle saatlerinde saat 12.00 ile 13.00 arasında şehir şebekesine verilir ve Karşıyaka'daki tüm evlerin çeşmelerinden akardı.
Önemli bir diğer fark ise şu...Karşıyaka her ne kadar ada olmasa da,İzmir ile ulaşımını hep deniz yoluyla vapurlarla yapılmıştır.Eski yıllarda ulaşımın çok az bir kısmı karadan yapılırdı.Günümüzde araç sayısının artması,yolların değişmesine rağmen halen deniz yolu Karşıyakalıların vazgeçilmez bir tercihidir.Bu nedenle Karşıyakalılar,denizi İzmir'in diğer semtlerine göre çok daha fazla kullanılır.Denizi daha fazla kullanan insanlar ise doğal olarak kendilerini biraz daha farklı görürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder