Kokoreç Yunan mutfağının bilinen en eski yemekleri arasındadır.Ortadosklar yüzyıllardan beri Paskalya günü mutlaka kokoreç yerler;bir hafta boyunca kiliselerde uzun ayinler düzenlenir.Paskalya cuması,eğlence ve zevk veren hiçbir şey yapılmaz.
Yunanistan sahil kesimleri ile Türkiye'de Ege kıyıları gerek yemek kültürü olsun gerek bitki örtüsü olsun gerekse de çalgısı olsun;birbirlerine çok benzerler.Geçmişteki daha sıcak ve de resmi olmayan ziyaretler sonucu kokoreç Ege kıyılarına kadar ulaşmıştır.
İzmir'in eşsiz tadı olan kokoreç,Baki Usta'nın emeği ile 32 yıldır devam etmektedir.
Kimdir Baki Usta?
1878 yılında sona eren Osmanlı Rus savaşı sonrası topraklarında rahat yaşayamayan halk 1896 yılında Bulgaristan'dan Türkiye'nin farklı yerlerine göç etmişlerdir.Bunların bir kısmıda Çanakkale'nin Çan ilçesine yerleşmişlerdir.Aslen Bulgaristan göçmeni olan Baki Usta 1956 yılında Çanakkale'de dünyaya gelmiştir.Daha çocuk yaşta Çanakkale'den İzmir'e gelen Baki Usta burada farkı bir çok iş yaptıktan sonra pastanede çalışmaya başlamıştır.Bu zaman zarfı içerisinde askerlik görevini de yerine getirip evlenen Baki Usta 1982 yılına kadar pastanede usta olarak çalışmıtır,aynı yıl içerisinde seyyar kokoreççiliğe başlamıştır.
1991 yılında ufak bir dükkan olarak hizmete devam etmiştir.2000 yılından itibaren oğlu Volkan ile çalışma hayatına devam eden Baki Usta;2005 yılının kasım ayından itibaren de şimdi ki olduğu adreste ''baba-oğul'' çalışmanın vermiş olduğu güç ve güven ile daha temiz,hijyenik ve de günümüze uygun rahat koşullarda ki işletmesinde hizmete devam etmektedir.Öyleki her kesimden insana hitap eden Baki Usta'nın müşterilerinin arasında doktor,esnaf,işletmeci,mühendis olmasının yanı sıra birçok tanınmış ya da tanınmamış siyasetçi,sanatçı,iş adamı,popçu yer almatadır.
Başka yerlerde ''İstanbul kokoreç,Ankara kokoreç'' diye anılırken İzmir'de ''Kokoreççi Baki Usta'' ya da ''Baki Usta'nın Kokoreçi'' diye anılmaktadır.
Nefis Lezzet
2013 yılın Aralık ayında 32.yılına giriyor bu meslekte Baki Usta...O'nun kokoreci ile ilk tanışmamız ilkokul yıllarıma rastlıyor.O dönemde okul önlerinde sıkça görmeye alıştığımız ''Midyeci,turşucu,lahmacuncu'' üçgeninin 4 teker üzerinde verdiği lezzet ve hizmetin 4 duvar arasına yansımış haliydi Kokoreççi Baki Usta...
İlk,Orta,Lise derken Üniversite yılları geldiğinde İstanbul'da herkesin anlata anlata bitiremediği İstiklal'deki şu meşhur Kokoreççi'ye gitme fırsatım oldu.Gittiğimde ne göreyim! Yediğimiz kokoreç mi yoksa domates-biber-sebze kavurması mı olduğunu anlayamadım.
İzmirlilerin bildiği kokoreç et ve ekmekten oluşur,yerken hafiftir,yedikten sonra da insanın ağzında yağ tadı bırakmaz.
Baki Usta'nın kokorecini İzmir kokoreççilerinden ayıran en önemli özellikler;1-Temiz olması,2-Etin çok yumuşak ve sulu olmasıdır ki bu çiğnemeyi kolaylaştırıp yeme zevkimi hızlandırıyor,böylece 3 çeyrek yerine 6-7 çeyrek yemenizi ve ''çok yedim'' azabı duymamanızı sağlıyor.